TR  |   EN
QHALER NEDİR?

Qhaler, astım ve KOAH hastalıklarında kullanılan kuru toz ilacın ağızdan solunum yoluyla hava yollarına ve akciğerlere iletilmesini sağlayarak hastalığın belirtilerini gidermeye yardımcı olan inhalasyon cihazıdır.



İNHALER’İN TARİHÇESİ

Solunum yolu ile ilaç alma şekli olan inhalasyon yöntemi, astım ve KOAH gibi akciğer hastalıklarının tedavisinde önemli bir yere sahiptir. 200 yıllık bir kullanım geçmişine sahip ve bugün hala kullanımda olan inhaler cihazlar, sanayi devriminin başlarında icat edilmiş ve o dönem için oldukça önemli ve büyük bir buluş olarak kabul edilmiştir. İnhaler cihazlar eski çağlardan günümüze kadar önemli değişimler ve gelişmeler ile kullanım açısından daha modern ve kolay bir hale gelmiştir.
Eski dönemlere baktığımızda yaklaşık 2000 yıl öncesinde Amerika’da tütün ve benzeri bitkilerin tedavi edici ve canlandırıcı etkisi keşfedilmiştir. Lake Valencia tarafından bulunan ve elle şekil verilerek yapılan pipo benzeri borular ile beraber bu bitkiler solunumsal çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır.

Güney Amerika tütün boruları, 2000 yıl öncesi

İlk kez inhaler kelimesi İngiliz doktor John Mudge tarafından kullanılmıştır. John Mudge 1778 yılında kalay bir maşrapadan uyarladığı inhalasyon cihazını opium bitkisi ile öksürüğün tedavisinde kullanmış ve ilk kez kitabında inhaler cihaz resmi yayınlamıştır.

John Rudge’nin kalay maşrapadan yaptığı inhaler olarak kullanılan ilk cihaz, 1778
İlacın basınç yardımıyla havaya püskürtülerek hastalar tarafından inhalasyonunun gerçekleştirilmesini sağlayan ilk inhaler cihazdır. Ayrıca Dr. Sales Girons 1858 yılında ilk basınçlı inhaler cihazı bularak ‘Paris Bilimsel Akademi’ ödülünü kazanmıştır.

İlk basınçlı inhaler cihaz, 1858
İlk kez 1865 yılında S. Maw & Son isimli firma tarafından geliştirilen ve ‘The Lancet’ dergisinde yayımlanan seramik kaplı Nelson inhaler cihazı, bugün hala farklı isimler altında ve küçük değişiklikler ile tedavide kullanımını sürdürmektedir.

Nelson inhaler, 1865
Solunum yollarında meydana gelen hastalıkların tedavisinde kullanılan inhalasyon cihazlarının geliştirilmesinin yanında, o döneme ait farklı ve ilginç yöntemler de uygulanmıştır. Bunlardan ilkinde hastaların, ‘inhaler yastık’ olarak adlandırılan yastığa, yerleştirilmiş olan ilacı gece boyunca soluyarak tedavi edilmesi amaçlanmıştır. Bir diğeri ise 1800-1985 yıllarında, astımlı hastaların tedavisinde kullanılan astım sigaralarıdır. Yakın bir tarihe kadar kullanımı devam eden astım sigaraları, içerisindeki çeşitli bitki ekstraktları ile akciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılmıştır. İlk kez 1890 yılında bulunan ve Scientific American dergisinde yayımlanan oksijen bar yönteminde, hastalar barda saflaştırılmış oksijeni inhale etmektedirler. Oksijen barının icadında, hastaların daha temiz bir hava soluyarak akciğer fonksiyonlarının iyileştirilmesi amaçlanmıştır.

  
Kaynak: Sanders.M. Inhalation therapy: an historical review, Primary Care Respiratory Journal, 2007;16[2]:71-81.


QHALER NASIL KULLANILIR?


ASTIM

Astım nedir?

Astım, solunum sisteminde yer alan hava yollarında daralmaya neden olan, uzun süreli devam eden ve nöbetler (krizler) halinde gelen solunum sistemi hastalığıdır. Akciğerlere oksijenin taşınmasında görev alan ve ‘bronş’ olarak adlandırılan yapılarda meydana gelen iltihap ve ödem, daralmaya neden olarak akciğerlere hava giriş çıkışını zorlaştırır ve hastalığın belirtilerinin ortaya çıkmasına sebep olur.1

  • Hastalığın belirtileri zaman zaman özellikle çevresel etmenlerin etkisi ile kötüleşme gösterebilir ve sıklıkla tedaviyle veya kendiliğinden düzelir.
  • Astım daha çok çocukluk ve ergenlik döneminde görülmesine rağmen herhangi bir yaşta da ortaya çıkabilir.2,3

Sağlıklı ve astımlı kişilerde solunum yolları

Sağlıklı bir kişide;

  • Dışarıdan alınan hava, yutak, soluk borusu, bronşlar yoluyla akciğerlere iletilir.
  • Akciğerlere gelen oksijen kan damarlarına geçerek vücudumuzdaki gerekli organlara taşınır. Kan damarlarında bulunan karbondioksit ise aynı hava yollarından dışarıya atılır.


Astımlı hastaların;

  • Hava yollarında çevresel etmenlerin etkisiyle salgıların ve ödemin artması bronşların daralmasına yol açar.
  • Bronşların daralması akciğerlerde hava akımını azaltarak kişinin nefes alış verişini zorlaştırır ve astımın belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur.3,4


Kaynaklar:

1.http://www.webmd.com/asthma/guide/what-is-asthma
2.
http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/4102011173155-TANIM-VE-EPIDEMIYOLOJI.pdf

3.
http://www.nhlbi.nih.gov/health/prof/lung/asthma/naci/asthma-info/index.htm

4.
http://www.patient.co.uk/health/asthma-leaflet



Astımın görülme oranı

Astımın dünyada yaklaşık olarak 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmektedir. Bu rakam ülkemiz için yaklaşık 3,5 milyon kişidir.

Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/4102011173155-TANIM-VE-EPIDEMIYOLOJI.pdf


ASTIM

Astıma neden olan ve tetikleyen faktörler

Astımın kesin olarak nedeninin bilinmemesi ile birlikte kalıtsal ve çevresel faktörler astım nöbetlerinin ortaya çıkmasında rol oynar. Risk faktörlerinin başında kalıtsal etkenler astımın ortaya çıkmasında, çevresel etkenler ise nöbetlerin meydana gelmesinde etki gösteren faktörlerdir.

Kişisel etkenler

  • Astıma karşı kalıtsal yatkınlık
  • Cinsiyet
  • Obezite


Çevresel etkenler

  • Alerjenler
    • İç ortam: Ev içi akarları, ev hayvanları, hamam böceği ve küf mantarları
    • Dış ortam: Polenler ve küf mantarları
  • Viral enfeksiyonlar
  • Sigara kullanımı
  • Hava kirliliği
  • Beslenme


Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/410201117326-Risk-faktorleri.pdf


Astımın belirtileri

Astımı olan hastalarda,

  • Nöbetler halinde gelen nefes darlığı,
  • Hışıltılı solunum,
  • Gece sıklaşan öksürük ve
  • Göğüste baskı hissi gibi belirtiler görülür fakat bu belirtiler her zaman bir arada görülmez.

Hastaların çoğunda alerjik rinit ve egzersiz sırasında ortaya çıkan nefes darlığı da bulunmaktadır.1 Belirtiler tekrarlayıcı, nöbetler halinde, daha çok gece ve/veya sabaha karşı meydana gelen, kendiliğinden veya ilaçlar ile hafifleyen/kaybolan, mevsimsel veya günlük değişkenlik gösteren karakterdedir.2

Kaynaklar:

1.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/4102011173247-Tani-ve-Siniflama.pdf
2.Expert Panel Report 3(EPR-3): Guidelines for the diagnosis and management of asthma-Full Report 2007, J Allergy Clin Immunol 2007;120:s94-s138.


ASTIM

Astımın tanısı ve tedavisi

Tanı

Astımın tanısı, hastanın öyküsüne ve akciğer fonksiyonu ölçümlerine göre konulmaktadır. Hastanın öyküsünde tekrarlayıcı, mevsimsel, sıklıkla gece meydana gelen nefes darlığı ve öksürük, aynı zamanda alerjenler veya çevresel etmenlerle tetiklenen nöbetler gibi astıma özel belirtilerden birinin bulunması astım tanısını akla getirir. Astım tanısının kesinliği, solunum fonksiyon testleri ve diğer alerjik tetkikler ile belirginleşir. Solunum fonksiyon testleri hem tanıda hem de astımın şiddetinin belirlenmesinde önemli bir basamaktır.1 Solunum fonksiyon testlerinde, zorlu bir nefes alıp verme işlemi sonrası verilen nefesin miktarı ve hızı ölçülerek kişinin akciğer fonksiyonlarında meydana gelen değişiklikler hesaplanmaktadır. Tüm sonuçlar incelenip değerlendirildikten sonra astım tanısı konulur ve amaca yönelik gerekli tedaviler uygulanır.2


Tedavi

Günümüzde astımın tedavisini çevresel etmenlerden korunma ve ilaç tedavisi oluşturur. Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar kontrol edici ve rahatlatıcı (belirti giderici) olmak üzere ikiye ayrılır;

  • Kontrol edici ilaçlar esas olarak hava yollarındaki iltihabı gidererek astımın kontrol altında tutulmasını sağlayan her gün ve uzun süre kullanılan ilaçlardır.
  • Rahatlatıcı ilaçlar ise hızlı bir şekilde etkisini göstererek daralan bronşların rahatlamasını sağlayan ve gerektiğinde kullanılan ilaçlardır.


Astım hastalığında temel sorun hava yollarında olduğu için ilaçların doğrudan hava yoluna uygulanması tercih edilir. Nefes yolu ile alınan ilaçların yanı sıra ağız yoluyla ve enjeksiyon ile uygulanan ilaçlar da bulunmaktadır.3 İlaç tedavisine ek olarak günümüzde birçok hasta, hastalıklarının giderilmesinde veya belirtilerinin azaltılmasında;

  • Buteyko yöntemi (nefes tekniği),
  • Yoga,
  • Hipnoz,
  • Akupunktur,
  • Homeopati,

Beslenme ve diyet destekleri gibi tamamlayıcı astım tedavisini tercih etmektedir.


Yapılan çalışmalarda alternatif ve tamamlayıcı tedavinin, astım hastalarının yaşadığı belirtilerin azalmasında ve yaşam kalitelerinin artmasında önemli gelişmeler sağladığı gösterilmiştir.4,5

Tedavi sürecinde bir diğer önemli konu ise astım eğitimidir. Astımlı hastaların etkin bir şekilde tedavi edilebilmeleri için hastanın ya da hasta çocuksa ailesinin, doktorlarıyla iyi bir işbirliği içinde olması gerekir. İşbirliğinin amacı doktorun rehberliğinde hastanın kendi durumunu kontrol edebilmesi ve kendi kendini tedavi edebilme konusunda beceri kazanmasını sağlamaktır.

Astım eğitimi; hastanın eğitimi, ailesinin eğitimi ve hastayla karşılaşan sağlık çalışanlarının eğitimi olarak tanımlanabilir. Astımlı hastaların, başta hastalıklarını ve risk faktörlerini, kontrol edici ve rahatlatıcı ilaçların farklarını anlamalarını sağlar, inhaler ve PEFmetre kullanımı hakkında bilinçlendirme çalışmaları içerir ve yaşam kalitelerini artırır.6

Kaynaklar:

1.http://ginasthma.org/local/uploads/files/GINA_Pocket2013_May15.pdf
2.http://www.webmd.com/asthma/guide/lung-function-tests-asthma
3.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/4102011173256-ASTIM-ILACLARI.pdf
4.http://www.tuberktoraks.net/managete/fu_folder/2006-02/2006-54-2-189-196.pdf
5.http://www.asthma.org.uk/knowledge-bank-treatment-and-medicines-complementary-therapies
6.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/4102011173359-HASTA--HEKIM-ISBIRLIGI-HASTA-EGITIMI.pdf


Çocuklarda astım ve tedavisi

Astım çocuklarda sık görülen bir hastalıktır. Son yıllarda yapılan çalışmalar çocuklarda astım görülme oranının zamanla arttığını göstermektedir. Çocuklarda en sık gözlenen astım belirtisi öksürük ve hışıltılı solunumdur. Solunum fonksiyon testleri uygulanamayan yaşlardaki çocuklarda (5 yaş öncesi) astım tanısı, ailede astım öyküsü, alerji durumu, oyun sırasında nefes darlığı gibi belirtiler ile konulmaya çalışılır.

Çocuklarda astım tedavisinde de kontrol edici ve rahatlatıcı ilaçlar kullanılmaktadır. Tedavinin amacı belirtileri ortadan kaldırmak, akciğer fonksiyonunu normal sınırlarda tutmak ve çocuğun aktif ve normal yaşam sürmesini sağlamaktır.

Astımlı çocuklarda nöbetlerin ve olası yaşamı tehdit edici durumların önlenmesi açısından ailelerin duyarlı olması çok önemlidir. Alerjenlerden kaçınma, uygun ilaç tedavisi ve düzenli takip, tehlikeli astım nöbetlerinin ve hastaneye yatışların önüne geçilmesinde temel önlemlerdir.

Kaynak: http://www.medicinenet.com/asthma_in_children/page4.htm#what_is_the_prognosis_for_asthma_in_children


Özel durumlarda astım

  • Egzersiz ve astım

Egzersiz ile tetiklenen astım, kuvvet uygulanan fiziksel aktiviteler sırasında veya sonrasında meydana gelen nefes darlığı, göğüste tıkanıklık, ağrı ve hırıltı yakınmaları ile karakterizedir. Astımı olan hastalarda egzersiz sırasında astım belirtileri gözlenebileceği gibi, sadece egzersiz sırasında astım belirtileri gelişen birçok kişi bulunmaktadır.

Astım kontrol altında tutulduğu sürece, yani astım tedavisi uygun ve yeterli ise, aktif bir yaşam içerisinde egzersiz ve spor yapılabilir. Olimpiyat madalyası kazanan çok sayıda astımlı sporcu vardır. Özellikle kısa sürede yoğun egzersizler ile belirtiler oluşurken, yavaş ve uzun sürede yapılan egzersizlerde belirtiler daha hafif olmaktadır. Örneğin yürüyüş, koşmaya göre daha güvenlidir.


Egzersiz ile tetiklenen astımdan korunmak için öneriler

  • Egzersize başlamadan önce egzersiz öncesi inhaler ilaçlarınızı kullanın.
  • Isınma hareketleri yapın ve egzersiz sonrası uygun bir süre vücudunuzun soğumasını bekleyin.
  • Eğer hava soğuk ise egzersizi kapalı bir ortamda veya ağzınıza ve burnunuza maske takarak yapın.
  • Polen miktarı veya hava kirliliği fazla olan ortamlarda açık havada egzersiz yapmaktan kaçının.
  • Viral bir enfeksiyonunuz var ise egzersizlerinizi azaltın.
  • Sizin için uygun seviyedeki egzersizleri yapın.


Kaynak: http://www.webmd.com/asthma/guide/exercise-induced-asthma?page=2



Gebelerde astım

Gebelik sırasında en sık karşılaşılan solunum sistemi hastalığı astımdır (%4-7). Gebelik astım seyrini etkilerken, astımın da gebelik ve doğum üzerine etkileri olabilir. Gebelikte oluşan fizyolojik değişiklikler, astımın gebelik sırasındaki seyrini sıklıkla etkilemektedir. Gebelikte en şiddetli ataklar 24-36. haftalar arasında gözlenmekte, son dört haftada belirtiler azalmakta ve %90 astımlıda ise doğum sırasında sorun yaşanmamaktadır. Gebelik sırasında sağlanan astım kontrolü anne ve bebeğin sağlığı için çok önemlidir. Bu nedenle gebelik sırasında yakın takip ve ilaç ayarlamaları gerekli olur. Kontrol altına olmayan astım; hipertansiyon, sezaryen doğum, rahim içi büyüme geriliği, prematür (erken) doğum, düşük doğum kilosu gibi birçok duruma neden olur. Ağır astımlı kadınlarda erken doğum ve düşük doğum kilolu bebek riski çok daha fazla bulunmuştur. Astım kontrol altında ise bu risk hiç yoktur veya çok azdır.


Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/2322011174111-Ozel-durumlarda-astim-.pdf



Astım ile ilgili sıkça sorulan sorular

  • Alerjik rinit ve astım arasındaki ilişki nedir?

Astım ve alerjik rinit birlikte seyreden hastalıklardır. Astım olgularının %75’inde allerjik rinit, allerjik rinit olgularının da % 10-40’ında astım varlığı veya gelişimi bilinmektedir. Alt ve üst havayolları yatay ve dikey bir etkileşim içindedir. Her iki hastalık birbirine paralel seyir gösterir. Rinit, astım gelişimine öncülük ettiği gibi astımlılarda rinit varlığı astımın şiddeti için önemli bir risk faktörüdür.


Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/2322011174111-Ozel-durumlarda-astim-.pdf

  • Astımın kesin tedavisi var mıdır?

Astım kesin olarak tedavisi olmayan uzun süreli bir hastalıktır. Astım tedavisinin amacı hastalığın kontrol altına alınmasını sağlamaktır. Kontrol altına alınmış astımda;

  • Öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi astım belirtileri önlenir.
  • Rahatlatıcı inhaler ilaçlara olan ihtiyaç azalır.
  • Akciğer fonksiyonlarındaki iyileşmenin sürekliliği sağlanır.
  • Günlük aktivitelerde iyileşme ve gece uyanmalarında azalma görülür.

Kaynak: https://www.nhlbi.nih.gov/health/health-topics/topics/asthma/treatment.html#

  • Astımın tanısında kullanılan testler nelerdir?

Doktorunuzun astımın tanısı için kullanacağı bazı önemli testler bulunmaktadır. Bu testler klinikte sık olarak kullanılan akciğerlerinizin kapasitesini ve fonksiyonlarını ölçen akciğer fonksiyon testleri (spirometri), alerjik astımlı hastalarda özel bir alerjene (polen, yiyecek) karşı hassasiyeti belirleyen alerji testleri (prick deri testi vb.) ve astımın meydana gelmesinde önemli rolü olan antikorların ölçülmesini sağlayan bazı özel kan testleridir (IgE testi).

Kaynak: http://www.webmd.com/asthma/guide/diagnosing-asthma-tests

  • Astımda solunum fonksiyon testlerinin önemi nedir?

Astım için kullanılan solunum fonksiyon testlerinden en yaygın olanı spirometri ve metakolin provokasyon teknikleridir. Spirometri kolay uygulanabilen ve akciğerlerdeki havanın ne kadar hızla ve miktarda çıktığına ait bilgiler veren bir yöntemdir. Aynı zamanda, astımlı hastalarda meydana gelen hava kısıtlaması ve tıkanıklık hakkında bilgi vermesi astımın tanısı ve tedaviye karşı yanıtının değerlendirilmesi açısından önemli bir yere sahiptir.

Metakolin provokasyon testleri öykü ile astım düşünülen, ancak solunum fonksiyon testlerinde hava yolu tıkanıklığı gösterilemeyen hastalarda, laboratuvar ortamında hava yolu aşırı duyarlılığını saptamak amacıyla uygulanır. Astımın tanısında oldukça önemlidir.


Kaynak: http://www.webmd.com/asthma/guide/lung-function-tests-asthma


  • Sigaranın astım üzerine etkisi nedir?

Sigara içmek astımda sürekli bir şekilde hava yolu iltihabına yol açar. Sigara çok miktarda toksik, karsinojenik madde bulundurması nedeniyle hava yolları hücrelerinde kısa ve orta dönemde hasara neden olur.1 Sigara kullanımı sonucunda hava yollarını direkt olarak etkileyen birçok zararlı madde içeren toksik ajanlarla tekrar eden maruziyetler sonucunda hastalık giderek kötüleşmektedir.2

Sigara içen astımlılar sigara içmeyenlerle karşılaştırıldığında ölüm riski, daha ağır astım bulguları, solunum fonksiyonlarındaki düşüşün hızlanması ve hastaneye yatışların arttığı belirlenmiştir.3

Kaynaklar:

1.Hoffmann D, Hoffmann I. The changing cigarette, 1950-1995. J Toxicol Environ Health 1997;50:307-64
2.Hargreave FE, Parameswaran K. Asthma, COPD and bronchitis are just components of airway disease. Eur Respir J 2006;28:264-7.
3.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/2422011121534-terj12021.pdf


  • Evcil hayvan besleyebilir miyiz?

Astımlı hastaların bir kısmında evcil hayvanlara karşı alerji gelişmektedir. Evlerde beslenen kedi, köpek, muhabbet kuşu gibi evcil hayvanlar bazı astım hastalarını olumsuz etkilemektedir. Bu hastaların tedavisi sırasında evcil hayvanların evden uzaklaştırılması ve evcil hayvanı olanlarla da temas ettirilmemesi gerekir.

Kaynak: Erdinç M, et al. Astım ile yaşam. İstanbul. Aves Yayıncılık.2009. 51 pp.


  • Vücut ağırlığı ve astım arasındaki ilişki nedir?

Obezite ve şişmanlık, sağlığı etkileyebilecek, anormal veya fazla yağ birikimidir. Vücut kitle indeksi (VKİ), boy için ağırlığın basit bir indeksidir ve şişmanlık ve obeziteyi tanımlamak için sıklıkla kullanılır. VKİ, vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m) karesine bölünmesiyle hesaplanır. Dünya Sağlık Örgütü, şişman olmayı VKİ’nin 25 veya daha üzerinde, obeziteyi VKİ’nin 30 ve daha üzerinde olması şeklinde tanımlamıştır.1

Yapılan çalışmalar obezitesi olan çocuklarda ve yetişkinlerde (özellikle kadınlar) astımın görülme olasılığının normal bireylere oranla daha fazla bulunduğuna işaret ediyor. Obezitesi olan hastalarda astım gelişme riskinin daha fazla olması genetik altyapı, akciğer fonksiyonlarının değişmesi gibi birçok faktöre bağlı olabilir.2

Kaynaklar:

1.Soyer Ö, Kalaycı Ö. Astım ve obezite, Hacettepe Tıp Dergisi 2007;(38):194-198.
2.Boulet LP. Asthma and Obesity, Clin Exp Allergy. 2013;43(1):8-21.


  • Anksiyete ve stres astım belirtilerini ve ataklarını tetikler mi?

Astım kronik bir hastalıktır ve hastanın fiziksel, duygusal ve sosyal yaşamı üzerine etki eder. Hastanın okul ve iş hayatından uzaklaşmasına yol açabilir.1,2 Özellikle astım belirtilerinin iyi kontrol edilemediği durumlarda duygusal faktörlerin önemi daha fazla ön plana çıkmaktadır.3

Stres hali solunum sorununun ortaya çıkmasını kolaylaştırmanın yanında, şiddetini de arttıran bir durumdur. Kaygılı kişi mevcut nefes darlığını daha da endişe ile yorumlar.4 Bu ise kısır döngü oluşturmaktadır. Yani stres astımı tetikler, astım ise hastada sürekli bir kaygı hali oluşturur.


Kaynaklar:

1.Rikard KA, Stempel DA. Asthma survey demonstrates that the goals of the NHLBI have not been accomplished. J Allergy Clin Immunology 1999;103:171.
2.Juniper EF. Quality of life in adults and children with asthma and rhinitis. Allergy 1997;52:971-977.
3.National Institutes of Health. Global strategy for asthma management and prevention (GINA). NIH Publication No. 02-3659, 2002.
4.Özkan S. Psikiyatrik Tıp: Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi. İstanbul, 1993:109-113.


KOAH

KOAH ve KOAH alevlenmesi

Kronik (uzun süreli) Obstrüktif (tıkayıcı) Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğerlerdeki hava yollarının uzun süreli daralmasına bağlı olarak hava akımının kısıtlanması ile karakterize, tam olarak geri dönüşü olmayan ve zamanla kötüleşen bir hastalıktır.

KOAH, zararlı gaz ve taneciklere (özellikle sigara dumanına) karşı hava yollarında oluşan iltihabi bir süreç sonucu ortaya çıkar. Uzun süreli devam eden hava yolu daralması ve akciğer dokularında meydana gelen harabiyet sonucunda hastada ciddi nefes darlığı meydana gelir.

Hastalık sinsi ilerlediği ve sigara bağımlıları öksürük, balgam çıkarma gibi belirtileri önemsemedikleri için KOAH teşhisi konulduğu zaman hastalar akciğer kapasitelerinin önemli bir kısmını kaybetmiş olurlar.

KOAH alevlenmesi “hastalığın doğal seyri esnasında, günlük olağan değişimlerin ötesinde, nefes darlığı, öksürük ve/veya balgamdaki değişiklikle karakterize olan, tedavide değişiklik gerektirecek kadar belirgin, olaylar” olarak tanımlanmaktadır. 1-4

Kaynaklar:

1.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/232201117745-tani.pdf
2.http://www.nhlbi.nih.gov/health/health-topics/topics/copd/
3.http://www.solunum.org.tr/TusadData/userfiles/file/KOAH.pdf
4.GOLD. NHLBI/WHO Global Intitative for Chronic Obstructive Lung Disease (GOLD) Workshop report. Global strategy for the diagnosis, management and prevention of chronic obstructive pulmonary disease 2009. www.goldcopd.com.



KOAH’ın görülme oranı

KOAH hastalığı yeterince bilinmemekte, yeterince tanı almamakta ve yeterince tedavi edilmemektedir. Dünyada KOAH’lı hastaların ancak %25-40’ı ülkemizde ise %8.4’ü KOAH tanısı almaktadır. KOAH en önemli ölüm nedenleri arasında, dünyada 4. ve Türkiye’de ise 3. sıradadır.

Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/232201117627-koah_epidemiyolojisi.pdf


KOAH’a neden olan faktörler

KOAH’da risk faktörlerinin belirlenmesi hem hastalığın farklı toplumlardaki görülme sıklığının azaltılmasında, hem de var olan hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasında önemlidir. KOAH gelişiminde rol oynadığı düşünülen risk faktörleri 6 başlık altında toplanabilir:

  • Kalıtsal faktörler
  • Sigara kullanımı
  • Çevresel ve mesleki zararlı gazlara maruziyet
  • İç ve dış ortam hava kirliliği
  • Akciğer gelişimine olumsuz etkili faktörler
  • Astım


Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/232201117653-risk_faktorleri.pdf



KOAH

KOAH’ın belirtileri

KOAH genelde 40 yaşından sonra belirti vermeye başlar.

Hafif KOAH’ta, hastaların temel belirtileri uzun süreli öksürük ve balgam çıkarmadır. Bu belirtiler, hava akımı kısıtlılığının gelişiminden yıllar önce başlamış olabilir ve genellikle hastalar tarafından önemsenmez.

Orta şiddette KOAH’ta, hava akımı kısıtlılığı belirginleştiği için hastalar genelde günlük aktivitelerini etkileyen nefes darlığı yaşarlar. Hastalar bu evrede belirtilerin belirginleşmesi nedeniyle doktora başvurur ve KOAH tanısı alır.

Ağır KOAH’ta günlük işler yapılırken sıklıkla nefes darlığı hissedilir, şiddetli halsizlik vardır ve gece nefes darlığı nedeniyle uyku düzeni bozulur.

Çok ağır KOAH’ta otururken dahi nefes darlığı hissedilir, yürümek zorlaşır ve günlük aktivitelerde (işe gitme, vb.) kısıtlamalar meydana gelir.

KOAH’ın en sık gözlenen belirtileri;

  • Uzun süreli öksürük: KOAH’ın ilk belirtisi sıklıkla öksürüktür, hastalar tarafından sigaraya bağlanır ve önemsenmez.
  • Nefes darlığı: Nefes darlığı hastayı hekime götüren en önemli yakınmadır.
  • Uzun süre balgam çıkarma: Genellikle öksürük ile birlikte meydana gelir, beyaz-gri, koyu kıvamlı ve yapışkandır.
  • Hışıltı ve göğüste sıkışma hissi: Hışıltı ve göğüste sıkışma hissi günden güne veya gün içinde değişkenlik gösteren tam olarak KOAH’a özgü olmayan belirtilerdendir.
  • Enfeksiyon: KOAH’lı hastalarda bakteriyel ve viral enfeksiyonlar sık gözlenmektedir.1-3

Kaynaklar:

1.http://www.solunum.org.tr/TusadData/userfiles/file/KOAH.pdf
2.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/232201117745-tani.pdf
3.http://www.patient.co.uk/health/chronic-obstructive-pulmonary-disease-leaflet



KOAH

KOAH’ın tanı ve tedavisi

Tanı

KOAH’ın tanısı, belirtilerin değerlendirilmesine, hastanın öyküsüne, fiziki muayeneye ve solunum fonksiyon testlerinin sonuçlarına göre konulur. Akciğer filmi ve kan gazları da tanıya yardımcı olan diğer tetkikler arasındadır.

Belirtilerin değerlendirilmesi: Uzun süreli öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı yakınmaları ve/veya risk faktörlerine maruziyet öyküsü olanlarda KOAH düşünülmektedir.

Öykü: KOAH olduğu düşünülen her hastada detaylı bir tıbbi öykü alınıp sigara kullanımı, mesleki maruziyet, hava kirliliği, aile öyküsü, hastaneye yatış olup olmadığı ve kullandığı ilaçlar sorgulanmaktadır.

Fiziki muayene: Fiziki muayene, KOAH tanısı sırasında tek başına yeterli bilgiler sağlamaz. Solunum fonksiyonlarında belirgin bozukluk oluncaya kadar, hava akımı kısıtlanmasının fizik muayene belirtileri ortaya çıkmaz.

Solunum fonksiyon testleri: KOAH olduğu düşünülen her hastada kesin tanı için solunum fonksiyon testi yapılmalıdır. Solunum fonksiyon testleri hava akımı kısıtlılığını gösteren kolay, tekrarlanabilir ve güvenilir bir testtir.1,2

Kaynaklar:

1.http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/232201117745-tani.pdf
2.http://www.goldcopd.org/uploads/users/files/GOLD_Pocket_May2512.pdf


Tedavi

  • KOAH önlenebilir ve kısmen tedavi edilebilir bir hastalıktır. KOAH tedavisi sırasında;
  • Hasta ve hasta yakınla rının eğitimi,
  • KOAH risk faktörlerinin azaltılması,
  • İlaç ile tedavi ve
  • Alevlenmelerin azaltılması 4 önemli yaklaşımdır.

Tedavinin başlıca amacı hastalığın ilerlemesinin önlenmesi, belirtilerin giderilmesi egzersiz kapasitesinin artırılması ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesidir.

  • KOAH’ta hastalığın önlenmesi esas olmakla birlikte hasta eğitimi hastanın tedaviye etkin olarak katılmasının sağlanması ve olabildiğince aktif bir yaşam sürdürmeye yönlendirilmesi büyük önem taşır.
  • KOAH için risk faktörlerinin başında gelen sigarayı bırakma, tedavinin en etkili basamaklarında biridir. KOAH’ın gelişiminde sigaranın yanında mesleki maruziyetler de rol oynayabilir bu nedenle maruziyetten kaçınılması ile solunum fonksiyonlarının kaybı yavaşlatılabilir.
  • KOAH’ta stabil ilaç tedavisinin yanında uzun süreli oksijen tedavisi, egzersiz eğitimi, psikolojik destek gibi alternatif tedavi seçenekleri de bulunmaktadır.

Kaynak: http://www.toraks.org.tr/uploadFiles/book/file/232201117834-hastaligin_tedavisi.pdf


KOAH ile ASTIM farkı

KOAH ve astım, her ikisi de aynı kişide birlikte görülebilen, benzer belirtilere sahip uzun süreli, tıkayıcı havayolu hastalıklarıdır. Her ikisinde de akciğerlerde iltihap vardır, ancak altta yatan iltihabın özellikleri bu iki hastalıkta birbirinden oldukça farklıdır ve bunun sonucunda tedaviye yanıtları da çok farklıdır. Astımdaki hava akımı kısıtlılığı kendiliğinden veya tedavi ile genellikle tam olarak düzelebilirken, KOAH’ta hava akımı kısıtlılığı tam olarak geri dönüşümlü değildir ve zararlı ajanlara maruziyet devam ettiği takdirde genellikle ilerleyicidir.

Kaynak: Athanazio R. Airway disease: similarities and differences between asthma, COPD and bronchiectasis. CLINICS 2012;67(11):1335-1343.

KOAH ile ilgili sıkça sorulan sorular

  • Sigara KOAH’ı nasıl etkiler?

Her gün sigara içen erişkinlerin %82’si sigarayı ilk olarak 18 yaşın altında denemiş ve %53’ü bu yaştan önce her gün içmeye başlamıştır. Sigara içmek, KOAH gelişiminde en başta gelen risk faktörüdür ve KOAH tedavisine alınan yanıtı bozan bir ögedir. Sigara içenlerin, KOAH olsun ya da olmasın küçük hava yollarında iltihap ve kalınlaşma vardır. Bu durum ise KOAH’lı hastalarda alevlenmelerin artmasına ve hastalığın ilerlemesine neden olur.


Kaynak: M.N. Hylkema, et al. KOAH ve astım’da sigara kullanımı. Eur Respir J 2007;29: 438–445.

  • Doktora ne zaman başvurulmalı?

Uzun süredir sigara kullanan veya maden, metalürji, çimento sektörü gibi KOAH’a neden olabilecek bir meslekte çalışan kişiler; art arda iki yıl ve her yıl üç ay süren başka bir nedene bağlı olmayan öksürük, balgam çıkarma yakınmaları olduğunda,

Her geçen gün giderek artan nefes darlığı yakınması varsa, hemen doktora başvurulmalıdır.


Kaynak: Erdinç M, et al. KOAH ile yaşam. Ankara. Galenos Yayıncılık San.Tic.Ltd.Şti. 2011.20pp.


  • KOAH ile ilgili yapılabilecek vücut ve solunum egzersizleri nelerdir?


Akciğerlerin iyi çalışması için egzersiz gereklidir. Ne yazık ki birçok akciğer hastası egzersizden korkar. Bunun nedeni, nefes darlığı hissi veya nefes darlığının zarar vereceği korkusudur. Ancak bu doğru değildir, nefes darlığı hissedilmesi akciğerlere zarar vermez. Hareketsiz kalınması kasların zayıf düşmesine ve akciğer kapasitesinin azalmasına neden olur. Hareketli ve aktif bir yaşam akciğer kapasitesini arttırır.

KOAH hastaları için önerilen başlıca 4 tip egzersiz önerilmektedir. Her egzersiz tipine ne kadar yoğunlaşacağınız doktorlarınızın sizin için uygun gördüğü KOAH egzersiz programına bağlıdır.


Germe egzersizleri: Germe egzersizleri dahilinde ki hareketler kaslarınızın uzamasını ve vücut esnekliğinizde bir artış sağlar. Ayrıca bu egzersizler yapacağınız diğer hareketler için kaslarınızı hazırlar ve kas hasarı ihtimalinizi düşürür.

Aerobik egzersizleri: Aerobik egzersizleri sırasında çoğunlukla kalp ve akciğerleriniz çalışır ve solunum kaslarınızın çalışmasıyla dayanıklılık kapasiteleri artar. Bu durum ise vücudunuzun oksijeni daha verimli bir şekilde kullanmasını sağlayarak nefes alış verişinizde iyileşmeye neden olur. Eğer KOAH iseniz yürüme ve kondisyon bisikleti aerobik egzersizleri içinde sizin için iyi bir seçim olacaktır.

Güçlendirme egzersizleri: Yorulma zamanınıza kadar kaslarınızın çalıştırılmasını içeren hareketlerdir. Bu tip egzersizler vücudunuzun üst kısmı için uygulandığında solunum kaslarınızın güçlenmesine yardımcı olur.

KOAH için nefes egzersizleri: Daha az çaba ile daha fazla nefes ve oksijen almanızı sağlayan hareketlerdir. KOAH’ınız varsa günde 3 ya da 4 kez, 5 ila 10 dk arası dudak büzme hareketleri ve diyaframatik solunum egzersizleri ile nefes alma egzersizlerini yapmaya başlayabilirsiniz.


Kaynaklar:

1.Erdinç M, et al. KOAH ile yaşam. Ankara. Galenos Yayıncılık San.Tic.Ltd.Şti. 2011.20pp.
2.http://www.webmd.com/lung/copd/copd-and-exercise-breathing-and-exercise-programs-for-copd


  • Evde nebulizatör kullanımı sırasında nelere dikkat etmeliyiz?


Nebulizatör, solunum sıkıntısının çok fazla olduğu durumlarda ilaçları hava yollarına daha iyi iletebilmek amacıyla kullanılmaktadır. Nebulizatör kullanımı önerilmişse:

-Nebulizatörünüzün kullanım kılavuzunu dikkatli okuyunuz.

-Nebulizatörünüzü ağızlıkla veya maskeyle kullanabilirsiniz. Acil durumlarda maskeyi tercih edin.

-Nebulizatörün düğmesi açıldıktan sonra yapmanız gereken, sakin bir şekilde nefes alıp vermektir.

-Nebulizasyondan sonra yüzünüzü yıkayın.

-Nebulizatörünüzü kılavuzda belirtildiği şekilde temizlemeniz gerekir. Yoksa mikroplar için kaynak oluşturabilir. Temizlemeden önce ürünün elektrik bağlantısı olmadığından emin olunuz.

-Nebulizatör seti düzenli ve kullanım yoğunluğuna bağlı olarak 15 günde bir veya ayda bir değiştirilmelidir.

-Nebulizatörü kuru ve direkt güneş ışığı almayan bir alanda saklayınız. Aracı tüylü alanların üzerinde (halı, battaniye) bırakmayınız.

-Nebulizasyon 10-15 dakika kadar sürer. 20 dakikadan uzun sürüyorsa teknik servisi arayın.

-Nebulizatör sadece ataklar sırasında tercih edilmeli sürekli inhaler tedavi yerine kullanılmamalıdır.

Kaynak: Erdinç M, et al. KOAH ile yaşam. Ankara. Galenos Yayıncılık San.Tic.Ltd.Şti. 2011.20pp.


  • Hastalığın seyrinde beslenme nasıl olmalıdır?

-Vücut ağırlığı ideale yakın tutulmaya çalışılmalıdır.

-Fazla kilo söz konusu ise; şekerli, unlu ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

-Kilo normalin altında ise; protein ve yağdan zengin et, tavuk, balık, yumurta, peynir, süt gibi ürünler tercih edilmelidir.

-Kanda karbondioksit yüksek ise; karbonhidratlar yerine yağlı besinler tercih edilmelidir.

-Yiyecekler 3 yerine 6 öğüne bölünerek yenmelidir.

-Mutlaka yeterli miktarda sıvı alınmalıdır.

Kaynak: Erdinç M, et al. KOAH ile yaşam. Ankara. Galenos Yayıncılık San.Tic.Ltd.Şti. 2011.20pp.


  • KOAH’tan nasıl korunabiliriz?


-KOAH gelişiminde en büyük etken “sigara kullanımı”dır. Kişinin kendisi sigara içmese bile, sigara dumanına maruz kalması da hastalığın oluşumunda etkilidir. Sigarayı bırakmak ya da sigara içilen ortamlarda bulunmamak, bu hastalığa yakalanmamak için ilk sırada alınması gereken önlemlerdir.

-Toz ve dumana maruz kalınan mesleklerde çalışan kişilerin sigara içmeleri, KOAH’a yakalanma olasılıklarını arttıracağından, bu kişilerin sigaradan uzak durmaları çok daha fazla önem kazanmaktadır. Bu işyerlerinde, toz ve duman gibi maddelere maruz kalma derecesini azaltacak maske kullanmak gibi önlemler faydalı olacaktır.

-Daha çok kırsal kesimde evlerde yemek pişirmek ya da ısınmak amacıyla kullanılan hayvansal ya da bitkisel kaynaklı yakıtların yerine, başka kaynakların kullanılması önerilmektedir.

-Özellikle kış mevsiminde sık sık nezle-grip olunmasını minimuma indirmek için, her yıl Eylül-Ekim aylarında bir kez grip aşısı ve gereken olgulara 6 yılda bir zatürree aşısı önerilmektedir.

Kaynak: Erdinç M, et al. KOAH ile yaşam. Ankara. Galenos Yayıncılık San.Tic.Ltd.Şti. 2011.20pp.


  • Acaba KOAH’lı mıyım?

- Sigara içiyor musunuz?

- Öksürüyor musunuz?

- Balgam çıkarıyor musunuz?

- Yaşıtlarınızla aynı hızı tutturmakta zorlanıyor musunuz?

- Nefesiniz daralıyor mu?

Bu sorulara cevabınız ‘EVET’ ise ‘KOAH’lı olabilirsiniz.

Kaynak: Erdinç M, et al. KOAH ile yaşam. Ankara. Galenos Yayıncılık San.Tic.Ltd.Şti. 2011.20pp.


KULLANIM VİDEOSU


YAPILMAMASI GEREKENLER


Bu sitedeki bilgiler bir hekim veya eczacıya danışmanın yerine geçmez. Yasal Uyarılar ve Gizlilik Politikası
Yasal Uyarı
qhaler.com web sitesi Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş.’nin sunduğu bir hizmettir. Bu web sitesinde sunulan bilgiler özet niteliğinde, genel mahiyette ve sadece bilgilendirme amacına yöneliktir. Bu web sitesi aracılığıyla sunulan hiçbir içerik ya da hizmet, bir doktorun müdahalesi ya da katılımı olmaksızın tıbbi tanı ya da tedaviye yönelik bir dayanak oluşturmayı amaçlamamaktadır. Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş. ve qhaler.com, site içerisindeki bulunan bilgilerin doğruluğu ve güncellemesi için çaba harcamış ve harcamaya da devam etmektedir en son gözden geçirme tarihi itibariyle doğru ve güncel bilgileri sunmak için makul sınırlar içinde çaba göstermesine karşın, bilgilerin doğruluğu ya da tamlığı konusunda herhangi bir garanti ya da beyanda bulunmamaktadır. Ne Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş. ne de qhaler.com buradaki bilgilerin eksikliğinden veya yanlışlığından dolayı sorumlu tutulamaz. Bu web sitesindeki hiçbir şey bir tavsiye veya öneri olarak kabul edilmemeli ve herhangi bir karar veya eyleme temel oluşturmamalıdır. Kendi spesifik durumunuz konusunda sadece doktorunuzun önerilerine güvenmeniz çok önemlidir. Söz konusu sitenin yapımında çalışmış herhangi bir kişinin veya kuruluşun kullanımdan veya kullanamamazlıktan dolayı ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlardan, ya da içerikteki olabilecek hata ve/veya eksiklerden dolayı ortaya çıkabilecek cezai veya hukuki sorumluluğu olmayacaktır, ayrıca site kullanımından dolayı olumsuz sonuçlarla karşılaşmış olanlar, site yapımında çalışanlar ve şirketleri aleyhinde ve/veya Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş. aleyhinde maddi ve/veya manevi tazminat talebinde bulunamazlar. Site içeriği ve bilgilerin kullanımı veya başka bir yere nakledilmesi, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri hükümleri gereğince, Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş. ve qhaler.com 'un iznine bağlıdır. qhaler.com sitesine interaktif katkıda bulunanların, bilgi ve düşüncelerini paylaşanların, soru soranların ve iletişim kuranların görüş ve düşünceleri site hazırlayıcılarını, şirketlerini ve Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş.'i hukuki ve/veya cezai sorumluluk altında bırakmaz. Bu görüş ve düşüncelerin sorumluluğu tamamen aktaranlara aittir. İlgili yasalar uyarınca, halka açıklanabilecek reçete bilgileri kısıtlıdır. qhaler.com web sitesinde hiçbir şekilde tedavi yöntemi tavsiye edilmemektedir, yalnızca uygulanan tedaviler ile ilgili bilgi verilmektedir. İstenmeyen sonuçların ortaya çıkmaması için, ziyaretçilerin tedavi yöntemleriyle ilgili olarak uzman hekimlere başvurmaları önemle tavsiye edilmektedir. Bu internet sitesine erişim sağlayarak ya da bu internet sitesindeki bilgileri kullanarak, bu şart ve koşulları (“Yasal Uyarı”) kabul etmiş oluyorsunuz ve Abdi İbrahim İlaç Sanayi ve Tic A.Ş., bağlı şirketleri, iştirakleri ve çalışanları aleyhinde bu internet sitesinin kullanımından ya da bu sitede bulunan herhangi bir materyal, bilgi, görüş ya da tavsiyeden kaynaklanabilecek herhangi bir iddiadan feragat etmiş oluyorsunuz. Sitede bildirimde bulunmaksızın bu şart ve koşullar ve/veya bu internet sitesindeki bilgiler üzerinde değişiklik yapabilir, iyileştirebilir ve/veya bunları değiştirebilir. Bu değişiklikler Sitede yayınlandığı andan itibaren geçerlilik kazanmış sayılır. Siteyi kullanmaya devam etmeniz, üzerinde değişiklik yapılan Yasal Uyarıları kabul ettiğiniz anlamına gelir.